03-04-05 MAY. 2019
GALATA / İSTANBUL
Hani zurnayı fonda çalarsınız, çalarsınız; sonra şarkı bi’ es verir ve zurna gönlünce gezinir müziğin içinde; zırt der. Çek-Yat ‘19 öyle bir yıldı işte.
Hem kendimizi, hem tanık olan herkesi Çek-Yat’ın potansiyeline ikna ettiğimiz, biterken oldu be dediğimiz yıldı yani. Katılımcılardan ekibimize, sponsorlarımızdan takipçilerimize herkesin yüzüne yerleşen yaratma heyecanı gözden kaçacak gibi değildi.
Biz susalım, sonrasını Çek-Yat ‘19 filmleri anlatsın.
Filmler&Kazananlar'19
Anılar'19
Nedir ki
?
Çek-Yat Yatılı Kısa Film Yarışması 48 saat süren bir film yapımı maratonu.
Bizim söylemeyi sevdiğimiz haliyle .zip formatında film yapımı deneyimi.
‘18 ve ‘19 ardından bu yıl üçüncüsü gerçekleşecek Çek-Yat’ta Türkiye’nin her yanından 48 sinemaseveri Nesin Köyleri’ne davet ediyor ve sadece 48 saat içinde bir kısa film çekmeleri için onlara meydan okuyoruz.
Konusu maratonun ilk dakikasında duyurulacak kısa filmleri çekmek için katılımcılar, hiç tanımadıkları 48 kişi içinden 6 kişilik ekipler kuracak ve film yapım sürecinin tüm aşamalarını 48 saate sığdırmaya çalışacak. 48 saatten sonrası jüri, kazananlar ve parti!
48 SAAT
Kulağa zor geliyor, evet. Fakat film yapımı maratonlarında ve jam kültüründe 48 saat, yaratıcı bir sürece başlamak ve jam ruhuna uygun bir sonuca varmak için dünya genelinde kabul görmüş bir süre. Harbiden.
Üstelik bu dar süre film sektörünün bütün kaprislerini toptan deneyimlemenizi de sağlıyor: Yabancılarla çalışmak, ekstrem deadlinelarla baş etmek, konfor alanınızın dışında bir çevre kurabilmek, kısıtlı imkanları değerlendirmek, kolektif düşünmek, anlaşmazlıklar, aksilikler, epifani anları, saçma eğlenceler... Daha da gider burası.
48 saatin ilk dakikasında bu yılın teması duyurulacak, sonraki 47 saat 58 dakika serbest bir yaratım aşaması olacak, kalan son 1 dakikada ise filminizi teslim etmek için jüriye doğru depar atacağınızı tahmin ediyoruz. Bu süreçte küçük etkinliklerle, atölyelerle ve sohbetle dikkatinizi dağıtmayacağımızın garantisini ise kimse vermiyor.
48 YABANCI
Yabancı dediysek sadece ilk saatler. Sonra bizim projeyi hazırlarken tahmin ettiğimizden de hızlı kaynaşılıyor. Biz organizasyon ekibi olarak bu durumu kıskanmıyor değiliz. Ama kaynaşın tabi, yoksa o film o 48 saate sığmaz.
Bu yıl 48 katılımcı konuk edeceğiz. Film teması duyurulduğu andan itibaren 48 kişi içinden özgürce 6 kişilik bir ekip kuracak ve görev paylaşımı yapacaksınız. Bu yıl önceki yıllardan farklı olarak oyunculuk konusunda deneyimli en az 8 kişi kabul edeceğiz Çek-Yat’a. Bu sayede hiçbir takım oyuncusuz kalmayacak ve siz tercih etmediğiniz sürece bir yandan ışık yaparken bir yandan oyunculuk yapmaya çalışan kafası karışık ekip arkadaşlarınız olmayacak. 48 saat, 48 katılımcı... Biz de bi’ sayı tutturduk gidiyoruz işte.
GLAMPİNG
DENEYİMİ
Size sanat ve mekan ilişkisinden bahsetmiş miydik? Yine bahsetmeyeceğiz ama değerli bir ilişki, orası kesin. Bu yıl ev sahipliğimizi partnerimiz Nesin Köyleri yapıyor, haliyle Çek-Yat’ın çehresi de hiç olmadığı kadar güzelleşiyor.
Çek-Yat ‘21 katılımcıları Nesin Köyleri’nin kendine has mimarisi, Şirince’nin canlı ve yokuşlu sokakları ve Ege’nin zeytin ağacı temalı doğal fonunda çekip Nesin Köyleri’nin koğuşlarında yatacak. Yemekler ise yine Nesin’in cömert mutfağı Bol Kepçe’den.
Sizi nasıl bir mekanın beklediğini görmek istiyorsanız bir göz atın deriz. Glamping bu değilse nedir?
BİZ KİMİZ?
BİZ KİMİZ?
BİZ KİMİZ?
BİZ KİMİZ?
BİZ KİMİZ?
BİZ KİMİZ?
BİZ KİMİZ?
BİZ KİMİZ?
BİZ KİMİZ?
BİZ KİMİZ?
BİZ KİMİZ?
BİZ KİMİZ?
Bir avuç çocuk. Bir avuç çocuk. Bir avuç çocuk. Bir avuç çocuk. Bi çocuk. Bir avuç çocuk. Bir avuç çocuk. Bir avuç çocuk.Bir avuç çocuk. Bir avuç çocuk.
Gobo, 2017 yılında, üç genç sanatçının yaratarak çoğalma arzusuyla kuruldu. Yaratıcılığın hüküm sürdüğü her alana bayrağını dikmeyi kafasına koyan Gobo, çeşitli fakat girift sanat bilincine sahip bir topluluk olmak için yaratmaya, üretmeye ve sohbet etmeye devam ediyor.
Çek-Yat Yatılı Kısa Film Yarışması da Gobo’nun uyduruk bir plastik masa çevresinde ettiği sohbetten doğarak dünyaya geldi ve kolektifin ilk göz ağrısı olarak büyümeye devam ediyor.
Ozan / Genel Direktör
“Would I rather be feared or loved? Easy. Both. I want people to be afraid of how much they love me.”
Dilara / Kreatif Direktör
“When I Arrive At My Destination, I Am Gonna Kill Bill.”
